“Türkiye’de İklim Değişikliği ve Sürdürülebilir Enerji” Kitap Tanıtım Etkinliği (23.10.2013)
“Türkiye’de
İklim Değişikliği ve Sürdürülebilir Enerji” Konulu Kitabın Tanıtım Toplantısı 23
Ekim 2013 günü Kadir Has Üniversitesi Galata Salonu’nda yapılmıştır.
ENİVA
(Enerji ve İklim Değişikliği Vakfı) tarafından Kadir Has Üniversitesi’nde bir
proje olarak yürütülen çalışmalar tamamlanarak, “Türkiye’de İklim Değişikliği
ve Sürdürülebilir Enerji” kitabı hazırlanmıştır.
İklim
değişikliği konusundaki en kapsamlı uluslararası girişim olan Kyoto
Protokolü’nün yeterli başarıyı sağlayamadan süresinin tamamlanarak yerine yeni
bir uluslararası anlaşmanın konulmaya çalışıldığı karmaşık bir ortamda
hazırlanan bu kitapta özel olarak Türkiyeye özgü verilerin sergilenmesi amaçlanmıştır.
Bunun için önce genel olarak iklim değişikliği konsepti ile özel olarak
jeolojik çağlar boyunca görülen iklim değişiklikleri ele alınmış, Türkiye’deki
iklimin geçmişi, bugünü ve geleceği değerlendirilmiştir. Günümüzde Türkiye’de
gözlenen iklim değişiklikleri ile geleceğe muhtemel uzantılarıyla birlikte
değişimlerin etkileri de bilimsel veriler ışığında kitabın başlarında
verilmiştir. Daha sonra iklim değişikliklerine neden olan sera gazı
salımlarının tarihsel gelişimleri enerji tüketimi çerçevesinde incelenerek
gelecek trendler hakkında yorumlar yapmıştır. En sonunda da sera gazı
salımlarını azaltacak enerji projelerinin finansmanı ile karbon ticareti
ayrıntılı biçimde el alınmıştır. Her bölümün sonunda da sonuç ve önerilere yer
verilmiştir.
Aynı zamanda
vakfın kurucu başkanı olan Prof.Dr. Volkan Ş. Ediger tarafından edit edilen
kitap 6 yazar tarafından kaleme alınmıştır:
- Birinci bölümde Prof. Dr. Atilla
Çiner ve Doç. Dr. Mehmet Akif Sarıkaya, “Buzullar ve İklim
Değişikliği: Geçmiş, Günümüz ve Gelecek” konulu çalışmasıyla,
jeolojik tarihçe boyunca yerkürenin geçirdiği iklim değişikliklerini buzullar
temelinde gözler önüne sermektedir.
- İkinci bölümde Prof. Dr. Volkan Ş.
Ediger, "İklim Değişikliğinin Türkiye’deki Etkileri: Bilimsel
Veriler” konulu çalışmasında konuyla ilgili olarak Türkiye
hakkındaki mevcut bilimsel verileri sunmaktadır.
- İzzet Arı tarafından kaleme
alınan “Enerji Kaynaklı Emisyonların Tarihsel Gelişimi ve Ekonomisi” başlıklı
üçüncü bölümde, Türkiye’de 1990–2010 yılları arasında kullanılan birincil
enerji kaynaklarının değişimi, bu kaynakların sektörel kullanımları ve buna
bağlı olarak sera gazı emisyonlarının gelişimi incelenmiştir.
- Kitabın finansmanla ilgili bölümü
U. Serkan Ata tarafından “Sürdürülebilir Enerjinin Finansmanı” başlığıyla
yazılmıştır. Türkiye’nin yenilenebilir enerjiye ilişkin hedeflerine ulaşması
için önemli bir finansman ihtiyacının karşılanması gerekmektedir.
- Kitabın son bölümü ise özel olarak
karbon piyasasına ayrılmıştır. Dr. Aslı Özçelik’in kaleme aldığı “Türkiye
İçin Karbon Piyasası Modeli Önerisi” başlıklı çalışmada,
Türkiye’nin özel şartları çerçevesinde ülkeye özgü bir karbon piyasası
modelinin neleri içermesi gerektiği ve paydaşların kazanımlarının neler
olabileceği sorularına yanıt aranmaktadır.
Yazarlara göre, iklim değişikliği sorununun insan kaynaklı ve küresel olması, ülkeler arasında yardımlaşmanın sağlanmasını kolaylaştırarak uluslararası düzeyde çok önemli işbirliklerinin gerçekleşmesine neden olurken, ortaya çıkacak sorunlarla baş edilmesi esas olarak yerel çözümlerle olmak zorundadır. Olaya yeşil ekonomi çerçevesinden bakıldığında ise, küresel iklim değişikliğinden çok, sürdürülebilirliğin artırılması, doğal kaynakların daha verimli tüketilmesi ve sistemin daha etkin ve verimli işletilmesi konuları ön plana çıkmaktadır. Bu nedenle, her ülke iklim değişikliği konsepti çerçevesinde ortaya çıkacak sosyal ve ekonomik etkileri ayrıntılı olarak değerlendirmek zorundadır. Fakat, Türkiye’ye özgü bilimsel veriler değerlendirildiğinde, gelişmiş ülkelere göre zaten az sayıda olan bilgilerin ulusal ve uluslararası dokümanlarda yeterince kullanılmadığı görülmektedir. Mevcut bilgilere göre, iklim değişikliklerinden en fazla etkilenecek ülkeler arasında gösterilen Türkiye’de bazıları olumlu ama pek çoğu olumsuz etkiler söz konusudur. Olumsuz etkilerin başında, kuraklık ve çölleşmeye bağlı olarak tahıl üretimindeki azalma gelmektedir. Bu nedenle, 21. yüzyılda daha güçlü olabilmek için, bilimsel ve teknik bilgilere dayanılarak oluşturulmuş uzun vadeli stratejilerin geliştirilerek uygulamaya konulması gerekmektedir. İklim değişikliği konusunda yürütülen faaliyetlere bilimsel ekipler de katılmalı ve onların çalışmalarına, belirli bir sistem dahilinde devletçe desteklenerek, strateji dokümanlarında daha fazla yer verilmelidir.